Bir önceki postta bahsettiğim Rize yağmurları başladı. Hatta dün sabah evden çıktığımda tepemden yağmur değil de sürahiyle su boşalıyor sandım. O kadar çok ıslandım ki ıslanan ayakkabılarım akşama kadar kurumadı ve "ucube" dediğim yağmur botlarından almaya "vırç..vırç..vırç" diye ses çıkaran ayakkabılarla tüm gün gezince karar verdim. Akşamında gidip biraz daha giyilebilir bir şey buldum da aldım artık Rize yağmurları beni pes ettiremez :)
Bu akşamsa gurbette bana ablalık yapan Sevgili Dilek Hocamın telefonuyla mutlu oldum önce.
"Burada öyle bir gök kuşağı çıktı ki hemen aklıma sen geldin, görmelisin atla gel sen gelene kadar kaybolmaz belki!" dedi. Gideceğim mesafe 15km civarında. Gök kuşağı gördüğünde aklına geldiğim insanların varlığı çok çok mutlu etti beni." Kısa zamanda tanımışlar beni demek ki, ne şanslıyım!" diye düşündüm. Sonra telefonu kapatıp camdan baktığımdaysa mutluluğum katlandı yukarıdaki görüntüyle. Gök kuşağı görmeyeli o kadar çok olmuş ki hatırlamıyorum bile en son ne zaman gördüğümü. Ama bu kadar net ve ikili olması da ayrı bir güzeldi.
Aynı gün içinde hem hüznü hem mutluluğu yaşadım. Son 2 haftada yaşadıklarımızla "Ne kadar büyüdük!" konuşu sohbetler yaptık . Kardeşim dediğim dostlarımın yeni bir hayata adım atma heyecanlarını, birinin anne olmasını hep bu 2 haftada yaşadım. Kendimle ilgili plan yapmamaya ve tamamen teslimiyet içinde olmaya kadar vermişken, çıkan bir gök kuşağının hâla beni mutlu etmeye yettiğini görüp, içimdeki çocuğun ölmemiş olmasına sevindim.
Ve bu postu yazarken kulağımda Çengelköy' de ki evimizde gramofonda dinleyebildiğimiz tek şarkı olan THERE'S A RAİNBOW ROUND MY SHOULDER ı dinleyip hüzünleniyorum...
heidi benim en sevdigim cizgifilm kahramaniiim:)
YanıtlaSilhala oyle onu simdiye kadar hiç geçen olmadi biliyormusunuz!
Ustelik ne guzel bir blog ismi olmus boyle :"haidi gulumse" : BAYILDIM ! tebrik ederim ! ne mutlu içindeki çocugu yasatabilenlere ! :)
Çok teşekkür ederim içten yorumunuz için. İçimizdeki çocuk hiç ölmesin :)
Sil