15 Ağustos 2012 Çarşamba

Çikolata Kahve İstanbul



Birbirine en yakışan, en sevilen üçlü…Müşteri olarak girdiğim, “kardeş” olarak çıktığım, Çengelköy’de yaşamanın en güzel yanlarından, 9,5m karelik bir dükkân... Çikolata ya da kahve satılıyor denilebilir. Çikolatalarının lezzetini tasvir etmek için benim edebi yeteneğim de bilgim de çok yetersiz kalır sanırım. (Benim favorim Antep fıstıklı, karamelli, kare şeklinde olanlarJ) Sıcak çikolatasına ise yurt içinde ve dışında bu işi yapan yerleri çok gezmiş bir arkadaşımın da onayıyla içilebilecek en iyi sıcak çikolata ne diyebilirim. Peki ben bir gurme olmadığıma, tanıtım yada reklam yazısı yazmadığıma göre ne diye bu dükkanla ilgili bir şeyler yazıyorum? Benim ki “birileri okusunlar da onlar da gidip görsünler” isteğinden çok, hayatımda önemli kokuları, anları, kişileri, yerleri unuturum, sıra bana gelip göç ettiğimde “kimsenin bunlardan haberi olmaz” korkusunun sanal ortamda bastırılması sanırım. Çikolata-Kahve İstanbul da çocukluğuma dokunan, hem memleket hem İstanbul sevgisini birlikte yaşatan bir önemli yer benim için. Oraya gidenlerin duygularını yazdıkları o saman kağıdı defterleri okuduğunuzda ne kadar da ortak açlıklarımızın olduğunu, 10 metrekarelik samimiyete hepimizin ne kadar da ihtiyacı olduğunu anlıyorsunuz. Ben de ilk gittiğimde o deftere bir şeyler yazmıştım ve yazdıklarımın ne kadar sığ kaldığını şimdi fark ediyorum.  Dükkanın sahibi Bülent Abi… İlk cümlede belirttiğim gibi müşteri olarak girmiştim ama bir abi kazanacağımı bilmiyordum. Tatlı-sert üslubuyla, verdiği nasihatlerle, tavsiyelerle bir kardeş yerine konduğumu hissettirdi. Kaçıncı gidişimde hatırlamıyorum ama eşinin acil bir durum için eve çağırmasıyla dükkânı bana bırakıp gitmiştiJ Gelen müşterilerle sohbet etmekte hiç zorlanmamıştım ama iş yedikleri çikolataları tartma ve hesaplama kısmına gelince bocalamıştım J Üniversiteden bir arkadaşım bir arkadaşıyla gitmiş ve defteri karıştırırken benim ismimi görüp “Aaa bu bizim arkadaş!” demiş. Kim filan deyince de Bülent Abi “Yaa o bizim kız…” diye başlayıp ufak ufak dedikodumu yapmışlar J İstanbul için yadırganan güzel hoşluklar bunlar. Alışverişlerimizi AVM lerden yaptığımız ve satıcıların yüzlerinde zoraki bir gülümsemeyle “İyi günlerde kullanılsın!” diyerek elimize poşetleri tutuşturdukları bir dönemde böyle esnaflar insanlığımızı hatırlatıyor. Çikolatasını ya da Türk kahvesini yudumlarken, İnce Saz dinlemek, duvarlarına, tablolarına bakmak, sohbet etmek, fotoğraf çekmek, hiç bozulmaması için dua etmek bu dükkanda yaptığım eylemlerden bir kaçı ve en çok özlenenlerden.
Not: Bülent Abi, yüreğin, cesaretin ve azmin için en çok da insanlığın ve abiliğin için teşekkürler…Allah razı olsun, yolunu açık etsin J
( Bu yazıyı okuduktan sonra yolu düşen olursa selamımı iletsin, “Çengelköy’den Rize’ye giden hemşerin” derseniz tanıyacaktır J )




İşte benim favorim :)






7 yorum:

  1. hoşgeldiiiin.
    :)
    biliyo musun 2 gün önce bi arkadaşta yorumuna rastlayıp bloguna gelip çok yazını okudum. bugün gelmen hoş bir sürpriz olduuu.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşş buldumm:))
      zorla okuttuğum bir kaç yakın arkadaşım dışında pek kimsenin okuduğunu sanmıyordum ben aslında, bana da güzel bir sürpriz olduu :))
      Bundan sonra buralardayım inşallah, görüşmek üzere :))

      Sil
  2. Çengelköy'e tekrar gitmek için güzel bir sebep :) Çok severim kahve kokan yerleri. Şimdiden ısındım oraya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle gitmelisin! Bir de post yaz gidip, sevdiğim yerleri başkalarının ağzından dinlemeyi, okumayı çok seviyorum :)

      Sil
  3. tebi görüşürüz.

    burda da pek sevimli anlatmışsın yine.

    bi deee zaten çikolata delisiyim.
    hergün yerim kesinlikle.

    çikolata kahve istanbul evet ya ilginç yaklaşım ve doğru ki.
    :)
    güzel yaklaşım.

    bülent abiye selam.

    bloglarda genelde tanımadıklarımız okur kimse bilmez bloglarımızı gündelik yaşamda.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kim günlüğünün başkaları tarafından okunmasını ister ki :) O yüzden deşifre olmadan, içimizden geldiği gibi yazmak ve biriktirmek için sığınağımız bloglar. Gerçi daha dünkü çocuk olarak blog aleminde hemen büyük büyük cümleler kurmayayım, sağım solum belli olmaz kayboluveririm sonra :)
      O dükkanın kokusunu içine çekmek bile boyut değişmene sebep oluyor, kesinlikle gidilmeli :)

      Sil
  4. Tam olarak adres yazarmısın rizeye gittigim zaman ugramak istiyorum

    YanıtlaSil