26 Aralık 2019 Perşembe

ANNE BABA ve ÇOCUK ARASINDA


Son zamanlarda üzerinde epeyce düşündüğüm bir konu var. Öncelikle kendi duygularımı sonra da Duru’nun duygularını kabul etmek. Maalesef duyguları bastırmak üzerine eğitildik çocukluğumuzdan beri. Ağlamamak, hep takdir toplayan bir şey oldu. Bu yüzden yıllardır yoğun duygular hissettiğim durumlarda dahi o duygumu yaşayamadım hiç. Ve bu beni ancak anne olduktan sonra rahatsız etmeye başladı. Çünkü hiç istemeden bu özelliğimi Duru’ya da aktarmıştım. Çok üzgün olduğu anlarda gözleri dolsa bile kendini sıktığını daha da kötüsü gülümsemeye çalıştığını fark ettim. Hatta “Durucum üzgün görünüyorsun” diyerek duygularını yansıtmaya çalıştığım bir defasında “hayır mutluyum anne bak gülümsüyorum” diyerek gözleri dolu dolu gülmeye çalışmıştı. 2 yaşında bir çocuk bunu yapınca çok sarsıldım ve bu noktaya gelmesine nasıl sebep olduğumu düşündüm. Duru alerjiden kilo verirken ve yemek yemeyi reddederken ısrar eder sonra da oturur ağlardım. Ama ona bunu göstermediğimi düşünürdüm. Yüzümü yıkayıp gülümsemeye devam ederdim. Aslında ne kadar yanlış bir mesaj verdiğimi şimdi görebiliyorum. Olumlu duygular kabul edilebilirdi ama olumsuzlara bende yer yoktu. Duru’yu olumlu ve olumsuz duygularıyla kabul edeceğimi ona hissettirememişim. Her ağladığında kucağıma alıp sakinleşmesini sağladım. Bir an önce modunu değiştirmek için neşeleneceği şeyler yaptım. Halbuki bunların hepsi yetişkinlikte ortaya çıkacak duygulardan kaçmak için bağımlılıklara sürüklenmenin ilk adımıymış. Şimdi hiç bir şey için geç değil diyerek kendimi bu konuda geliştirmeye çalışıyorum. Duru ağladığında sakinleşene kadar duygularını yansıtmaya, kabul ettiğimi hissettirmeye çalışıyorum. Kendi duygularımı yaşamak içinse daha derin çalışmalar yapmam gerekiyor ama 30 yaş bence bunun için çok güzel bir yaş olacak. Anne Baba ve Çocuk Arasında kitabı duyguların kabulüyle ilgili bol örnek dialog ve bilgi sunuyor. Altını çizdiğim yerleri paylaşıyorum umarım ihtiyacı olanlar için bir ön okuma olur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder