Dünyada sadece Gürcülerin kullandığı alfabe solda. |
Sabah 9'da başlayan yolculuğumuzda 11'30 gibi Sarp sınırına ulaştık. Vizesiz ve pasaportsuz geçtiğimiz sınırdan bir kaç km sonra durduğumuz benzin istasyonunda ufak bir miktar parayı Gürcistan para birimi lari ye çevirttik.Rehberimiz alacak bir şey bulamayacağımızı önceden söylemişti dediği gibi de oldu. Müze ve botanik bahçesi girişleri dışında dediği gibi harcayamadık bile. Dönüşte kalan larileri yine aynı yerden tl ye çevirdik. Yukarıdaki yazıda da görüldüğü gibi günübirlik gidenler içki ve sigara getiremiyorlarmış. Beni ilgilendirmese de o amaçla giden ve eli boş dönen çok Karadenizli olduğunu düşünüyorum.
Batum turu fikrinde beni en çok eyecanlandıran kısım Batum Botanik Parkıydı. Gitmeden önce yaptığım araştırmalarda da güzel yorumlar yapılan bir yerdi. Kuş böcek sever biri olarak gerçekten kapısından girdiğim anda kendimi masal dünyasında gibi hissettim. Parfümlere esans olan çiçeklerin bulunduğu için esen rüzgarla gelen kokular durup durup havayı içimize çekme ihtiyacı hissettirdi. Kuş sesleri arasında uzun bir parkurdan aşağı doğru yürüyüp Botanik turunu tamamladık. Öğrendiklerime gelirsek.
Okaliptus ağacı |
Gövdesinde beyaz lekelerim olduğu bu ağaç okaliptus. Büyük bir okalistus ağacı bir günde yaklaşık 3ton su çekebiliyormuş gövdesine. Yağmurlar azaldığı için gövdesi kurumaya başladığı için şimdi bu görünümde ama su çektiğinde bembeyaz bir hal alıyormuş. Herkesin bildiği Batum türküsünde "Ben giderum Batum'a, Batum'un batağına" diye bahsedilen bataklıklar da yüzlerce okaliptus ağacının bu batalıklara dikilmesiyle kurutulmuş. Şimdi bu bataklıkların yerinde küçük lokantalar ve pansiyonlar var.
Japon Kamelyası |
Yukarıdaki ağaçsa Japon kamelyasıymış. Çay bitkisiyle aynı kökene sahip olduğu söylendiğinde çok şaşırdım. Sarmaşık güle benzeyen çiçeklere sahip.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder