9 Temmuz 2012 Pazartesi

PAZAR KEYFİ

Çınaraltı kedileri(pek birbirimizden hoşlanmasak da) :)
       
Sonunda aylardır hayalini kurduğum vuslat gerçekleşti ve İstanbul' kavuştum çok şükür (İstanbul'a olan hasretimle ilgili daha sonra yazacağım). Aslında hafta sonu yabancılara bırakalım dediğimiz mekanımız olan Çengelköy Çınaraltı'nı karşıdan bizi görmeye gelen arkadaşlarımızın isteği üzerine kahvaltı mekanı olarak belirledik. Çınaraltı çay bahçesi dışardan hr türlü yiyeceğin kabul edildiği ama içecek getirmenin yasak olduğu bir çay bahçesi. Genelde bu bilenler yanlarında ev yapımı böreklerle yiyeceklerle gelip boğaz manzarasının tadını çıkarırlar. Bizse Çengelköy Börekçisi klasiğini bozmadık ve bir kısmımız kahvatılık alırken, karışık böreklerimizi alıp sahile yakın bir masayı kaptık.(Pazar için mucizevi sayılabilecek bir eylem.) 


Kahvaltılıklarımız da geldiğin de aşağıdaki mükellef sofra kuruldu :) 



         Bu manzarayı o kadar özlemişim ki. Bir yıl önce haftada bir kaç kez Çınaraltına iner çayımızı içer boğaz manzarasında nefes alırdık. Adisyonda çarpılar uzaarr giderdi :) Dün de öyle oldu.

Masaya ilk oturduğumuzda ki durum.
Masadan kalkarken ki son durum buydu :)
         Masadaki cicilerin ayrıntılarıysa aşağıda :)

Manavdan alınıp, çay ocağında yıkanan domteslerimiz :)

Sol alttaki bal-kaymak kahvaltı mönümüze ilk defa eklendi :)


Vee meşhur Çengelköy hıyarı :)
Kahvaltıdan sonra kahvelerimizi Vaniköy'de içmeye karar verdik. Yol boyunca balık tutan denize giren, buldukları yeşillikte mangal yapan aileler vardı. İstanbul'un sıcağını unuttuğum için kahve içmektense en çok serinleten kurtarıcım ice-tea şeftali içmeyi tercih ettim :) Kahveden sonra "Eeee şimdi ne yapıyoruz?" sorusuna  "Sucuk alıp ekmek aralarımızı evde yapıp bi ormana yemeye gidelim" gibi bir fikir atıldı ortaya. Böylece tekrar düştük yola. Çengelköy - Üsküdar arasındaki o kısa yolculuğu kahkahalarla tamamlamamıza sebep olan o amcaya teşekkür etmek isterdim. Önümüzde üstü açık spor arabasında tekno müziklerke kafasını sallayarak bütün Üsküdar'ın ve bizim kahkaha atmamıza vesile oldu :) 
Ekmeklerimizi alıp Fethi Paşa Korusuna gittik.Sucuk bana dokunduğu için ben soğuk sandviç tercih ettim. Et söz konusu olunca biraz oyunbozan oluyorum. 


     Karnımızı da doyurunca bir kiloluk tadım çekirdeklerimizi çitleyip günü bitirdik. Bol kahkahalı bir pazardı hamd olsun. 




2 yorum:

  1. istanbul ne kadar güzel değil mi :) ben de ilk kez bu sene gittim :)

    YanıtlaSil
  2. "İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar!" diye bir dize vardır çok severim :) Ben en güzel 5 yılımı İstanbul da geçirdim.

    YanıtlaSil